Particularize Epithetical Books İçimizdeki Şeytan
Title | : | İçimizdeki Şeytan |
Author | : | Sabahattin Ali |
Book Format | : | Paperback |
Book Edition | : | Deluxe Edition |
Pages | : | Pages: 268 pages |
Published | : | September 2014 by Yapı Kredi Yayınları (first published 1940) |
Categories | : | Asian Literature. Turkish Literature. Cultural. Turkish. Fiction. Roman. Novels. Literature. Classics |
Sabahattin Ali
Paperback | Pages: 268 pages Rating: 4.34 | 11623 Users | 519 Reviews
Narration Supposing Books İçimizdeki Şeytan
"İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.
Declare Books During İçimizdeki Şeytan
Original Title: | İçimizdeki Şeytan ISBN13 9789753638037 |
Edition Language: | Turkish URL http://kitap.ykykultur.com.tr/kitaplar/icimizdeki-seytan-butun-yapitlari |
Characters: | Ömer, Macide, Nihat, Bedri |
Rating Epithetical Books İçimizdeki Şeytan
Ratings: 4.34 From 11623 Users | 519 ReviewsComment On Epithetical Books İçimizdeki Şeytan
İnsanın en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayulleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.Türkische Literatur: Entweder man liebt es oder man hasst es. Ein Dazwischen scheint es mir nicht zu geben. (Zumindest habe ich einen solchen Eindruck. :)) Vermutlich hängt dies stark damit zusammen, dass im Mittelpunkt der Werke türkischer Autoren oftmals der Antiheld steht, welcher mit seinem zerrütteten Charakter eine Atmosphäre der Melancholie hervorruft. Dabei ist diese Melancholie eines der tragenden Grundelemente der türkischen Literatur. Fast alle türkischen Bücher, die ich gelesen habe,
İlk öncə söhbət Sabahattin Ali'dən gedirsə, orda durmaq lazımdır :) Qələmi bu qədər insan ruhunun dərinliklərinə enən ikinci yazar ilə hələ ki, "tanışlığım" yoxdur. "Kürk mantolu madonna" qədər uğurlu bir əsərdir. Daha çox təəccüblənməməyimin səbəbi, Teodor Drayzer'in "Kerri bacı"sını xatırlatmasıdır. Hardasa kitabın 80% adı çəkilən əsərə bənzəyir. Amma bunu daha doğma hiss etdim (Türk olduğumuzdan, hadisələr İstanbulda cərəyan etdiyindən bəlkə də). Yazarın ən çox bəyəndiyim tərəfi işıq
Sebahattin Ali'nin okuduğum ikinci romanı. Kürk Mantolu Madonna kısa ve hoş bir roman/novella idi. Bu kitap ise daha derin ve daha vurucu geldi diyebilirim. Daha güzel demek biraz zor zira her iki kitap da birer başucu kitabı.Bu kitabın geniş bir değerlendirmesini yapmak lazım ama buna pek vaktim müsait değil. Şu kadarını söylemek istiyorum. Büyük yazarları büyük yazar yapan şeyleri net bir şekilde gördüm. Bu kitapta geçen olaylar öyle aman aman şeyler değil belki ama karakterleri ve onların iç
Sabahattin Ali'ye, onun bilgisine, felsefi görüşüne, ruhunun inceliğine, bu kitabın ana karakteri Ömer'in düşüncelerine ve sözlerine verdiği derinliğe, psikolojik tahlillerine hayran kaldım.Kitabın başları benim için merak uyandırıcı, sürükleyiciydi. Fakat bir zaman sonra sıkılmaya başladım. Her şey tekrar ediyormuş hissine kapıldım. Kitabı bir kenara koyup düşünmeye başladım ilk yarıyı geçtikten sonra, tutunacak pek bir şey bulamadım, bu fena halde canımı sıktı. Öyle ki kitabın sonlarında yer
"İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey :hakikatleri görmekten KAÇMAK itiyadı var."(250. sayfa)Kitabı az önce bitirdim ve düşündüm bu kitap için nasıl cümleler kurabilirim... Aklımda bir sürü cümle sıraladım. Sonra baktım hiçbir cümle bu kitabı anlatacak güce sahip değil.Ömer, Macide, Bedri bir de İsmet Şerif...Bu karakterler mutlaka tanınmalı, kapana kısılmışlıkları okunmalı.Ufuk açacak bir kitap hele
İstemediğimiz şeyleri yapınca, kendimizi avutmak ve vicdanen rahatlamak için kendimizce haklı bir sebep uydururuz; kimileri bu sebebe bahane der, kimileri avuntu, kimileri acizlik der; Sabahattin Ali ise "içimizdeki şeytan" demiş. Gerek Ömer ve Macide'nin iç dünyasının, gerekse toplumsal yapının ve ilişkilerin en ince detaylarına kadar kusursuz işlenişi, Sabahattin Ali'ye duyduğum hayranlığın haklı sebeplerinden yalnızca bir tanesidir. Kitapta, nihal atsız ve peyami safa'ya göndermeler
0 comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.